İlişkilerde Güven Zedelenince Nasıl Onarılır?

22.10.2025

   İlişkilerde güven, görünmez ama en güçlü bağdır. Duygusal yakınlığın, bağlılığın ve sadakatin temelinde yer alır. Psikoloji literatüründe güven, partnerin duygusal olarak ulaşılabilir ve öngörülebilir olmasıyla tanımlanır. John Bowlby'nin bağlanma kuramına göre, erken dönem ilişkilerimizde kurulan güven duygusu yetişkinlikte romantik ilişkilerimizin temel yapısını oluşturur. Bu nedenle, bir ilişkide güven zedelendiğinde yalnızca "o anki bağ" değil, kişinin temel güven duygusu da yara alır.

 

Güvenin Zedelenmesi Nasıl Ortaya Çıkar?

Güven kaybı çoğu zaman açık bir ihanet, yalan veya gizlenmiş davranışla başlar. Ancak bazen küçük ama sürekli ihlaller de (örneğin verilen sözlerin tutulmaması, duygusal mesafenin artması, empati eksikliği) güvenin yavaş yavaş aşınmasına neden olur. Bu süreçte birey, partnerinin öngörülebilirliğini ve duygusal güvenilirliğini kaybettiğini hisseder.

Nöropsikolojik açıdan, güven zedelenmesi beynin tehdit algısıyla ilişkilidir. Özellikle amigdala, güven kaybını "duygusal tehdit" olarak kodlar ve kişi tetikte olma haline geçer. Bu durumda, ilişkide yeniden güven kurmak yalnızca bilişsel bir karar değil, aynı zamanda duygusal sistemin yeniden düzenlenmesi anlamına gelir. 

Güven Onarılabilir mi?

Güven, kaybolduğunda tamamen yok olmaz; doğru süreçle yeniden inşa edilebilir. Ancak bu, zaman, açıklık ve karşılıklı emek gerektirir. Güveni yeniden kurmak için üç temel psikolojik aşamadan geçmek gerekir:

1. Gerçeğin Kabulü ve Duygusal Yüzleşme

Güveni zedeleyen taraf, davranışının sorumluluğunu almalı ve partnerinin yaşadığı duygusal kaybı anlamaya çalışmalıdır. Savunma mekanizmalarının (inkâr, küçümseme, rasyonelleştirme) devreye girmesi süreci uzatır. Burada önemli olan, hatayı kabul etmekten çok, duygusal hasarı fark edebilmek ve buna temas etmektir.

2. Duygusal Düzenleme ve Açık İletişim

Güveni zedelenen tarafın güven duygusu yeniden inşa edilirken, duygusal güvenliğin sağlanması gerekir. Bu noktada açık iletişim, empatik dinleme ve dürüstlük en önemli araçlardır. Güvenin yeniden oluşmasının "onarıcı diyalog" süreçleriyle mümkün olduğu gösterilmiştir. 

3. Tutarlılık ve Davranışsal Yeniden İnşa

Güven yalnızca sözlerle değil, tekrarlanan tutarlı davranışlarla geri kazanılır. Tutarlılık, beynin tehdit sistemini yatıştırır ve "yeniden güvenilebilirlik" sinyali verir. Bu süreçte küçük ama sürekli davranışsal değişimler (verilen sözlerin tutulması, duygusal olarak ulaşılabilir olma, sınırların korunması) oldukça etkilidir. 

Terapi Sürecinde Güven Onarımı

Psikoterapi, ilişkide güvenin yeniden kurulması için güvenli bir alan sunar. Özellikle Duygu Odaklı Terapi (EFT) ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yaklaşımları, çiftlerin güven zedelenmesine yol açan dinamikleri anlamalarına yardımcı olur. Terapide amaç, "ne oldu"dan çok "bu bana ne hissettirdi" sorusuna odaklanmaktır.

Terapist, tarafların hem kendi iç dünyalarını hem de partnerlerinin duygusal süreçlerini anlamalarına aracılık eder. Bu farkındalık, ilişkide empatiyi güçlendirir ve güvenin yeniden doğmasını sağlar.

   Güven bir kez zedelendiğinde, eski hâline dönmesi beklenmemelidir; çünkü artık o ilişki aynı ilişki değildir. Ancak bu durum bir yıkım değil, yeniden yapılanma fırsatı da olabilir. İlişkide güveni onarmak, iki tarafın da duygusal açıklık göstermesi, sorumluluk alması ve sürece sabırla yaklaşmasıyla mümkündür.

Güven yeniden doğduğunda, ilişki yalnızca onarılmış olmaz — daha derin, daha bilinçli ve daha dayanıklı bir bağ haline gelir.